başka bahara..




"Ben her bahar aşık olmam ama
Her bahar gitmek isterim.
Gittiğim olmadı hiç,
Ama olsun... İstemek de güzel. "

Chivas

alınmalı, saklanmalı, Vivienne Westwood'a saygı duyulmalı..








Chivas'ın Alexander McQueen anısına yaptığı bir önceki Chivas designed şişesi..



la salsa de cuba




bir blog yazarı büyüğümüz demiş ki: "aslında tüm kadınlar güzeldir, eski sevgilinin yeni sevgilisi hariç.. " ben buna bi ekleme daha yapmak istiyorum, sevgilinin eski sevgilisi de hariç!

hayatta hep şöyle bir özgüvene sahip olmuştum: ben çok iyi, süper bi insanım, herkes de bunu bir gün gelecek anlayacak, benim bir şey yapmama gerek yok.. ne uğraşcam elin insanlarına kendimi anlatmakla, hayatta kasmam, onlar beni anlasın.. ba ba ba havalara bak.. özgüvene gel.. alain delon'um ya ben zaten, peşimde kitleleri sürüklüyorum.. hayır nobel'i kazanan bi insan olsam geçmişte anlıcam, bak ben yoluma devam ettim de onlar beni nobel'e layık gördüler diye.. yok efendim, insanın kendini pazarlaması başka bir şeymiş.. sen anlatmadan kimse o derece farkına varmazmış, sen göstermeden görmeyen bir sürü göz kapalı kalırmış..

bi ıssız adaya düşsek de senle beraber, her şeyden herkeslerden uzak kalsak.. küba'ya mı gitsek yoksa? fonda da bizim müziklerimiz çalsa mesela.. insanın moduna göre değişen müzikleri olmalı ve o şarkılar loopta sürekli çalmalı.. bazen kendimi ally mcbeal dizilerinin içinde hissediyorum, anlık hayat duruyor, ben ya elimin altındaki sandalyeyi karşımdakinin kafasına geçiriyorum, ya da fonda çılgınca samba çalıyor ve ben ellerim havada dans ediyorum.. şu an fonda besame mucho çalıyor.. havaalanında uçağımı beklemekteyim, biraz bira biraz cips keyif yapıyorum.. bi de aslında şu an koca holde ayağa kalktım dans ediyorum..

tuvalete düşen cep telefonum, birayla yıkanan laptopım varken ben günlerdir bir boncuk peşindeyim.. gözüm kara kalmadı yara diyerek her türlü imkanı zorlarken kollarım beni yarı yolda bırakıyor.. wakeboard sonrası bende kalan koli basili yutmuş bünyem ve bir poşet taşıyamayan kollarım.. yelkenin sınavını pek başarıyla geçtikten sonra trapeze geçme şevkimi kıran hocam "yaşın biraz büyük, bi de bünyen zayıf, azcık yemek ye" diyerek hem 3 gün sonraki doğum günüme atıfta bulundu, hem de annem gibi konuştu.. tam 2 saat sonra anneme sarılıcam, hem de ondan "aaaayyy sana noolmuş, çok zayıflamışsınnn, dön bakıyım kemiklerini sayıcammm" çığlıkları eşliğinde ağzımdan ve burnumdan mantı yicem..

cumartesi en mutlu günüm olucak, salsayı geçtim sabahtan akşama kadar beynim hiphop yapıcak.. count down :)